Ama beni esas kalbim mi ağlatıyor, zihnim mi bilemiyorum artık. Bu senenin ocak ayından beridir kendimi arama telaşı içindeyim. Kaybolduğum için değil, kendi içimde kendimi arıyourm. Esas ben ne yapmak isityor, ne hissediyor. Kalbim ne diyor, zihnim ne diyor? Bu dönemde okuduklarım, hissettiklerim ve daha birçok şey beni kalbime daha çok döndürdü. Zihnimin ise sürekli paket paket kötü olayları gözüme soktuğunu gördüm. Şimdilerde en çok yapmaya çalıştığım şey kalbimi daha çok çalıştırmak, zihnimi rölantiye almak.
Konu sayılar olduğunda bile kalben yaklaşıyorum. Sayıları da pek çok severim. Onlarla da çok duygusal bağlarım var, en çok da asal olanlarla. Kimsenin bölmeye gücünün yetmediği asal sayılar. Ya da çarpanlarına ayrılamayan çok büyük sayılar, mükemmel sayılar, doğal sayılar, irrasyoneller ve karmaşıklar. Hepsi de birbirinden güzel :) Aralarındaki ilişkileri bulmak da duygusal bir iş. Gönül ister, şu matematik. Sevmezseniz zihniniz de asla onu anlamaz.
Ne diyordum kalbim sen kal dünyada, aklım da, fikrim de sana uysun. Gözlerim kalpten baksın, burnuma güzel kokular gelsin. Ellerim rüzgara karşı savrulsun kanat gibi, sanki uçuyor gibi. Duyduklarım kalbimden geçsin önce. Zihnim beni yanıltmasın. Gördüklerime de duyduklarıma da değil, sadece kalbime inanayım. Hislerime :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder