14 Ağustos 2014 Perşembe

Kızmıyorum

Şimdi ben kötü şeyler yaşadım diye kızgın mı dolaşmalıyım? Küfür mü etmeliyim? Beddua mı? Niye böyleyim ki hiç kimseye kızamıyorum? 


Beni üzenler, arkamdan konuşanlar, benim mutsuzluğumu merak edenler... Vallahi hiç birinize kızmıyorum. Kızamıyorum... Kötü şeyler de yaşamalıyım. Kimsenin gözü benim mutluluklarımda kalmamalı çünkü, benim mutsuzluklarımı hatırlamalı bazen bazı zihinler. Öyle mutlu oluyorsa öyle olmalı. Bi oh çekmeli arkamdan rahatsız gönüller ve rahatlamalı ki beni, ruhumu rahat bırakmalı.

"Artık öğrendim, kimseye güvenmemli insan, kimseye bağlanmamalı, kimseye fazla değer vermemeli" gibi tozlanmış cümlelerden de çok sıkıldım. Şu son zamanlarda beni üzen şeylere bakıyorum da, tam tersini diliyorum. Daha çok sevmeli, daha çok paylaşmalı, daha çok bağlanmalıyım... Ne kaybedebilirim ki bunu kimse de anlamasa, sonuçta bu benim problemim değil. Kaybetsem ne kaybederim aslında, hiç gibi dolaşsam nolur ki? 

Siz hep olsanız, çok olsanız ve ben olmasam, ya da siz öyle sansanız da uzaktan, bir oh çekseniz de ben çok olsam... İşte her kötülük bir iyilikle geliyor, bana doğru. Ben iyiliği alıyorum, kötülüğü bırakıyorum. Sevgiyi alıyorum, nefreti bırakıyorum. İyi dileklerimi gönderiyorum ve kıskançlığı bırakıyorum ve kızmıyorum. Kızmak da istemiyorum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder